Ne çok mimar, ne çok hüzün kenti tek kişilik..
Hayat minik öpücüklerle sürekli oyalarken, ölüm tek bir öpüyle götürür adamı..
Kaf dağı kadar taş düşsün başına,
zümrüdü anka tepene yapsın.
Sen bana arkanı dönerken şaşkın,
bütün masalları yarım bıraktın!
Sessizlik yalan.. Her şey konuşuyor..
Dünkü bu vakit; gün, gizli aşığına koşan oynak bir gelin gibi, alevden eteklerini nazlı nazlı denizin üstünde sürüyerek Olimpos ufkunda geceyle öpüşmeye gidiyor..
Keşke kabuk değiştirir gibi bırakabilsek
tüm eskimişliklerimizi bir koyun sahiline tek tek..
Ama içinden doğru soyunur yürek;
kadınların regl hali gibi..
Tazelenebilmek için derinden,
bol bol göz yaşı ve yürek kanı akıtmak gerek..
Eros’la konuşmaya gittim;
’Nedir bu kanlı,acılı ok saplama işleri?
Hem nasıl isabet ettiriyorsun bir atışta güzelim kalpleri?
Aşk tozu falan serpsen diyorum onun yerine,
böylesi daha mı şık ve havalı olurdu ne?’
'Yok’ dedi Eros ‘olmaz, olamaz!
öylesi benim de işime gelirdi ancak,
terk edip gittiğinde onları aşk,
okun sapı olmazsa insanlar nereye tutunacak?
Yara bazen en güzel arkadaştır insanı avutacak..
Deniz koynundan koparıp kumsala fırlatıyor; taş kadar ağır, balık kadar kıvrak olamayan ne varsa içinde.. Her kum tanesi kısır bir öksüzlüğün şarkısı bağrından gül bitiremeyen..
Ah Akdeniz!
Işveli, oynak kız..
Bitmeyen yaz..
Yalnızca sevilende hoşa giden naz..
Kaç Patara kumuna gömsem örtebilir ki seni..
Işte bu yüzden hic affedilmeyeceksin ey mızıkçı yürek, inatçı susku, arsız unutuş!..
Belki Arafta ve Cehennemde vardır ama Cennette ‘Zaman’ mefhumu olduğunu sanmıyorum..-An’ın Sonsuzlukla öpüştüğü yer olmalı Cennet-.. Zaten bize yaptığı bunca kötülükten sonra Zamanın Cennete girmesi haksızlık olurdu doğrusu..
Aşk olmasa kimse inandıramazdı beni düşünmenin varolmaya, varolmanın yaşamaya yeteceğine..
Gel kalbini kalbime yasla;
yarımlığın tamamlansın yarımlığımla..
Bak nasıl olmaya duruyoruz seninle;
en belalısından bir kızıl elma..
Adem’le Havva’yı aklayacağız daha;
ödeyerek diyetimizi o uğursuz ilk günaha..
En iyi bildiğimiz şey değil mi b i t i ş m e k,
En sonunda kara yağız bir ölümle sevişmek..
SERMİN ÇALIŞKAN (2009)
10 Kasım 2009 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder